Ölmek, felâket değildir. Öldükten sonra, başına gelecekleri bilmemek felâkettir.
Eflatun, felsefecilerin reisidir. İsa (a.s.)'ın Peygamberliği zamanına erişmiştir, ama O'nu tasdik etmemiştir. Cehaleti sebebiyle kendisinin O'na ihtiyacı olmadığını sandı.
Kıyametli ömrünüzü faydasız, boş şeyler arkasında, oyun ve eğlence ile geçirmemek için uyanık olunuz.
Dünyâyı ele geçirmek için âhireti vermek ve insanlara yaranmak için Allahü teâlâyı bırakmak ahmaklıktır.
Tarikat gaye değil vasıtadır, ama vasıtaların da en etkili olanıdır.
Edebi gözetmek, zikirden üstündür. Edebi gözetmeyen Hakk’a kavuşamaz…
Akılsız din olmayacağı gibi, aklı yegane ölçü kabul edip, onun yorum ve hükümlerini din olarak kabul etmek de mümkün değildir. Böyle bir şey, Allah'ın gönderdiği din değil, insanın kendi uydurduğu din olur.
Kâfirlere kıymet vermek, müslümanlığı aşağılamak olur.
Büyükleri sevmek, saadetin sermayesidir. Muhabbete müdahane, gevşeklik sığmaz.
Zekat niyeti ile bir kuruş vermek, dağlar kadar altını sadaka olarak vermekten kat kat daha sevapdır.
Her arayan bulamayabilir, ancak bulanlar arayanlardır.
Farzı bırakıp, nâfile ibâdetleri yapmak boşuna vakit geçirmektir.
Bir farzı vaktinde yapmak, bin sene nâfile ibâdet yapmaktan daha çok faydalıdır.
Kurtulmanın tek çaresi vardır, o da kurtulanlarla beraber olmaktır.
Mübahları gelişi güzel kullanan, şüpheli şeyleri yapmağa başlar. Şüphelileri yapmak da harama yol açar.
Varlıkların en üstünü insandır. Mahlûkların en aşağısı, en kötüsü de, yine odur. Çünkü, âlemlerin Rabbinin sevgilisi olan Muhammed Mustafâ insan olduğu gibi, âlemlerin Rabbinin düşmanı olan Ebû Cehl bin Hişâm da insandır.
Eshâb-ı kirâm arasındaki uygunsuzluklar ve muhârebeler iyi düşünceler ve olgun görüşler ile idi. Nefsin arzuları ile ve cehâlet ile değildi. İlm ile idi. İctihâd ayrılığından idi.
Gençlik çağının kıymetini biliniz! Bu kıymetli günlerinizde, İslâmiyet bilgilerini öğreniniz ve bu bilgilere uygun yaşayınız! Kıymetli ömrünüzü faydasız, boş şeyler arkasında, oyun ve eğlence ile geçirmemek için uyanık olunuz.
İyi biliniz ki, bid’at sahibi ile konuşmak, kâfirle arkadaşlık etmekten, katkat daha fenadır. Yetmişiki türlü bid’at sahibi vardır. Bunların içinden en kötüsü, Peygamberimizin Eshâbına düşmanlık edenlerdir.
Dini hükümleri kendi aklıyla anlamak ve aklı ona rehber etmek isteyen, peygamberliğe inanmamış olur. Onunla konuşmak akıl işi değildir.
Fazladan nafile ibadet yapmaktansa, günahlardan sakınmak daha efdaldir. Tıpkı bir farzın edasının, binlerce nafileden üstün olduğu gibi.
Google Etiketler:İmam Rabbani Sözleri,İmam rabbani sözleri,İmam rabbani deyişleri,İmam rabbani lafları,İmam rabbani güzel sözleri,İmam rabbani özlü sözleri,İmam rabbani anlamlı sözleri
0 yorum:
Yorum Gönder